Çarşamba, Mayıs 26, 2010

though i don't like you anymore

tutku yok insanlarda. aşk denen şeyi yaşamıyorlar. bilmiyorlar ve tanımak da istemiyorlar. zamanları ve istekleri yok buna. ah bir tutulsalar!
..
insanın insana tutkusu
geçemiyor insanın kendine tutkusunu
ve bilmiyorlar sevmenin vazgeçilmez arzusunu.
..
daha uzak, daha da..
..
can yakmayı da bilmiyorlar, acılarını saklamayı da. saklanamayan acı kadar zavallısı yoktur duyguların. (daha sonra düzeltilmek üzere bu yargı şimdilik böyle)
..
insanın yalnızlığı kadar güzel bir duygu tatmadım ben - her şeye rağmen - şimdiye kadar.
..
cümleler cümle olmayınca ne kadar da güzeller.
..
''i have to climb your wall 'cause you're the one who makes me fell much taller than you are.''
..
uyuyun insancıklarım. hep uyuyun, hiç uyanmadan.
..
uyku sorunu olmayan insanlara baktım da şu an, hayatlarından hep şikayetçiler. devamlı söylenip duruyorlar. belki de bütün gün söylendiklerinden kafalarını yastığa koydukları gibi uyuyakalıyorlardır,
    -düşünecek bir şeyleri olmadığından.
..
yine yanlış zamanda doğru mekanı yaşıyoruz. ya da belki mekan bile yanlıştır. gitmeden bilemeyeceğimiz varsayımlarda bulunuyoruz. gidince varsayımlarımızı da beraberimizde götürüyoruz,
    -bir daha hiç doğrulanmamacasına.
..
belki de doğrulanmaması daha iyidir, bilemiyoruz.
..
değişeceğini varsaydığımız hayatlar yaşıyoruz. sadece istediğimiz yönde değişmiyorlar, hepsi bu.
yine -de- yaşıyoruz.
..
gitmek lazım bazen, zamanı gelince.
    -ama savaşmayalım derseniz, kabulümdür.

what can i do sometimes

hayat burada hep aynı,
zaman hiç değişmiyor.
oysa ki zaman değişirdi eskiden.
sanki yüzyıllar geçmiş üstünden.
eskimişim.
eskiden daha çok yanardı canım.
halbuki şimdi daha çok acımalı her yanım.
bu seferki çok daha ağır ama o kadar yaralamıyor, hay aksi..
..
zamana dönüp bakınca diyorum ki hiçbir şey değişmemiş şu son bir yıldır hayatımda. herkes yine aynı herkes. her şey yine aynı her şey. hislerimiz bile değişmemiş, biraz azalmış biraz çoğalmış hepsi o kadar. başladığımız noktadayız yine yeni yeniden. does it matter? 'her şey iyi olacak' diyen şarkılar dinlerdik eskiden. 'song to say goodbye' dinliyoruz şimdi. zaman bize ne katmış ki, değiştiremedikten sonra?

Cumartesi, Mayıs 22, 2010

amaniiiin

oyy blog blog,
ne yanlış hatalar yapıyorum ben bugün! biri beni durdursun ya da ben yer altında saklanıcam sonsuza kadar. ne salak bi bünyeyim yahu hay kafama!
ben de eski yazılarımı okumuştum geçenlerde gülden gibi ama izlenimlerimi yarın yazıciim.
tanrım beni affetsin!
ayy ayy melike çok ayıp çook!

Pazar, Mayıs 16, 2010

your account will expire soon

çok acıklı yahu. sen git o kadar hesap açtır, para yatır aylardır, sonra meyil atsınlar sana yor ekaunt vil ekspayır suun diye. ayıp denen bişey var. var mı? varsa ayıp budur işte.
o değil de çok rüzgar var. insanı yutuverecekmiş gibi geliyor, alıp bir yerlere sürükleyecekmiş ve bir daha da geri getirmeyecekmiş gibi. esiyor da esiyor. esmeli mi esmemememeli mi? -meli -malı ekleri beni sürüklüyor. bakalım nereye kadar götürecek, nerede bırakıp 'artık burası senin yolun, burada zorunluluklar yok' diyecek. hala kaybolmadım daha, garip. hala kaybolmadım, daha garip. 'virgülün güzellikleri' yazmama gerek bırakmayan güzellik; kaybolmamam sensin. "kaybolursam şarkı söyle" ki kaybetmezsin, bilirim.
birisi, her zaman biri olduğu için birilerinin birisi; biri olmasaydı eğer ne başkalarının birisi olurdu ne de kendine biri kalırdı kendinden geriye. birilerinin birisi oldukça zenginleşiyor aksine; birliğine çokluk katıyor.
-bu sebeptendir ki yalnızlığı tanıyor.

Cuma, Mayıs 14, 2010

bazıları uzun sever

deneyimledik. seviyoruz. o diil de biri gelip bana hayat enerjisi vereydi iyiydi. alerjidendir alerjiden. yoksa çok kanlı canlı ve heyecanlı bi insanım. o diil de insanları seviyorum. tee nerlerden arayıp soruyolar. yokluğumu fark ettiriyolar hemen. geri dönüyorum hayata hemen. bazısı var hep yanımdalar, her an içimdeler ama varlığımı yok ediyolar. ne yaman çelişki bu aman tarnım! sizi bazen sevmiyorum. evet sevmiyorum. mesela şu an sevmiyorum.

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?

ben yaşamaya gidiyorum şimdi, geldiğimde nolur bilinmez.

Perşembe, Mayıs 06, 2010

reply to all

bu ara hayatımda hep bu olsun istiyorum: reply to all. verdiğim cevapları herkes anlasın istiyorum, herkes üstüne alınsın istiyorum. hayat hep ağzımdaki şarap tadında olsa keşke. dönüp dolaşıp geldiğim 'kürkçü dükkanı' artık kürkçü dükkanı olmasın istiyorum. yanaklarım al al olup içimdeki coşkuyu bastıramazken birisi gözüme derdini, sıradanlığını anlatmak için değil susmak için baksın en içten haliyle. birisi oynadığım oyunlara 'sen iyi oynayamıyorsun' diye yaklaşmasın bi kere de. 

reply to all: ben oyunların alasını hepinizden iyi biliyorum. hepinizden iyi de oynadım zamanında. şimdi 'iyi' dediğiniz oyunu 'iyi' dediğiniz taktiklerle oynamıyorsam vardır elbet sebebi, sormayın niye. zaten sormuyorsunuz da bilesiniz istedim. sizin aklınıza gelmez sorular sormak. ha belki bir gün aklınız başınıza gelir de merak edersiniz neden niye, ha olur da sorarsınız neden niye, ha o zaman cevap veririm orası ayrı. belki de vermem belli mi olur, hayatımı yokuşa sürüklemiş olacaksınız ne de olsa o zamana kadar. 'seni seviyorum'larınız işe yaramaz hale gelecek o zaman, ben artık bu duruma üzülmüyor olacağım. 

amaaan gerisini niye yazıyorsam, rahatladım ya o bana yeter.
haydi iyi geceler.