piç olmak lazım şu hayatta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
piç olmak lazım şu hayatta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Salı, Ekim 26, 2010
kayganlaştırıcı
yemin ederim hayatımın en sıkıcı dönemini yaşıyorum. ama bu dönemde o kadar çok şeye şaşırıyorum ki çok şeye şaşırıyorum yani. o kadar ensest ki çok anal. ayy insanlar öldürecek beni yeminlen. bu öyle bi psikoloji ki şöyle bi psikoloji. öğrendiğim, duyduğum, gördüğüm her şeye gözlerimi beeyle aça aça 'skaldal!' demek istiyorum. insanlarım, beni seviyosanız nütfen biraz daha az şaşırtıcı olun. her şeyinizi ortaya dökmeyin, gizleyin falan ne bileyim. bakın benim malım meydanda mı? hayır. sizinki de olmasın. öğrenmiyim nolur yani. gözümün içine sokaa sokaa.. günbegün ayrı düşüyoruz her biriniz yüzünden. valla sinirim bozuldu, çok gülüyorum size. o kadar çok gülüyorum ki çok gülüyorum yani. kalkıp gidesim var tralalala.
bunlar çağrıştı:
ben aslında varım,
bokunu çıkarmak,
konuşamadıklarımız,
oyun,
piç olmak lazım şu hayatta,
seksapelite
Perşembe, Ekim 07, 2010
game theory
tonight began with anything dıbıdıbıdıp.
eveet kendi oyunumda kendim yenildim şu an. uzun zamandır meraklar içerisindeydim neden hiç yazma hissiyle dolup taşmıyorum diye. az önce güldenin komedili blogunu okurken fark ettim. daha doğrusu haticenin blogunu fark etmemle başladı bu yarım saatlik süreç. onu bir güzel izlemeye aldıktan sonra komedili blog okuma safhasında buldum kendimi. pek bir eğlendim doğrusu. gülden döktürmüş son zamanlarda, hızına yetişemez olmuşum. eferim gülden, takdirlerimi kazandın az önce. inanmazsınız yazılarda ismim geçtikçe daha bi okuyasım geldi. oturdum okuma yapmam gerekirken ben yine blog okudum. bu da bi çeşit okuma dedim kendi kendime. evet, daha ikinci haftadan başladım pff. sonra hüzünlü bloglara geçiş yapmışım yanlışlıkla. nasıl oldu ben de anlamadım. birden açılıverdi sayfalar. kim tıklamışsa linklere tövbeee. e açılmışken okumamak olmaz tabi. bayadır da takip etmiyormuşum, onu fark ettim. ama tatile çıkarmıştım beynimi, olsun o kadar. tatil bitmiş, kış gelmiş. götüm donuyo burada, beynim tatile çıkmış! yek yaa! gelsin de hep beraber donalım. sonra beraber yanarız nasılsa. dimi? ivit.
eveet diyeceğim o ki garip süreçler içindeyiz vesselam. nasıl çıkarız bilemem. bilirim de bilmem. mutluyduk yaa noldu? nooldu yani? kim açtı o blogları yine? kim okuttu bana yareeebbiim kiiim? yenildim mi şimdi yine? evet, yüzümü buruşturdum. ben bu dönem çok güzel dersler aldım. bi de okulum uzadı sanırım. ne biçim bi okulda okuyorum yarebbim. politikacıya evrim dersi aldırmıyolar. ne güzel dinlicektim, tırtıllar falan, yarasa uzmanları. seks, seks ve seks. bir sonraki konuya başlayamadan bir dönem daha kapandı hayatımda. oha saat kaç buçuk olmuş.
eveet kendi oyunumda kendim yenildim şu an. uzun zamandır meraklar içerisindeydim neden hiç yazma hissiyle dolup taşmıyorum diye. az önce güldenin komedili blogunu okurken fark ettim. daha doğrusu haticenin blogunu fark etmemle başladı bu yarım saatlik süreç. onu bir güzel izlemeye aldıktan sonra komedili blog okuma safhasında buldum kendimi. pek bir eğlendim doğrusu. gülden döktürmüş son zamanlarda, hızına yetişemez olmuşum. eferim gülden, takdirlerimi kazandın az önce. inanmazsınız yazılarda ismim geçtikçe daha bi okuyasım geldi. oturdum okuma yapmam gerekirken ben yine blog okudum. bu da bi çeşit okuma dedim kendi kendime. evet, daha ikinci haftadan başladım pff. sonra hüzünlü bloglara geçiş yapmışım yanlışlıkla. nasıl oldu ben de anlamadım. birden açılıverdi sayfalar. kim tıklamışsa linklere tövbeee. e açılmışken okumamak olmaz tabi. bayadır da takip etmiyormuşum, onu fark ettim. ama tatile çıkarmıştım beynimi, olsun o kadar. tatil bitmiş, kış gelmiş. götüm donuyo burada, beynim tatile çıkmış! yek yaa! gelsin de hep beraber donalım. sonra beraber yanarız nasılsa. dimi? ivit.
eveet diyeceğim o ki garip süreçler içindeyiz vesselam. nasıl çıkarız bilemem. bilirim de bilmem. mutluyduk yaa noldu? nooldu yani? kim açtı o blogları yine? kim okuttu bana yareeebbiim kiiim? yenildim mi şimdi yine? evet, yüzümü buruşturdum. ben bu dönem çok güzel dersler aldım. bi de okulum uzadı sanırım. ne biçim bi okulda okuyorum yarebbim. politikacıya evrim dersi aldırmıyolar. ne güzel dinlicektim, tırtıllar falan, yarasa uzmanları. seks, seks ve seks. bir sonraki konuya başlayamadan bir dönem daha kapandı hayatımda. oha saat kaç buçuk olmuş.
bunlar çağrıştı:
aylaktım nooldu,
ben aslında yoğum,
değişmemek,
gülden the desperate :),
his-siz-lik,
lan?,
mutluluk,
öpücük balığı,
özeleştiri,
piç olmak lazım şu hayatta,
şarkı,
uyku yazıları
Pazartesi, Temmuz 05, 2010
swimming in a fish bowl
bu aralar ne kadar hissizim be blog. ne güzel takılıyodum kendi çapımda. sonra bugün ''lan söylendiği kadar çok mu dalga geçiyorum acaba insanlarla'' diye düşünmeye başladım. daha doğrusu az önce başladım, günün önceki saatlerinde bunları düşünmemi gerektiren sebepler henüz patlak vermemişti. sebebin mevcut hali uyuyo şu an içeride. lan nerdeyim ben? ben de içerideymişim sayın okurlar, bilememişim ben onu. her yer çok karanlık, bir ben varım bende benden içeri bir de bilgisayar ekranının ışığı. evet durum böyle, ben insanlarla çok dalga geçiyorum-muş. ama ayıp yahu, kalbinizi kırmak maksadıylan yapmıyorum ki ben onu. benim tarzım bu bebeğim. ayy bazen bokunu çıkarıyorum haklısınız. ama bu sizin mikemmel olduğunuz anlamına gelmesin lütfen. reca ederim. teesüf ederim sonra da. tamam tamam yapmicam bi daha söz. yani bazen arada işte. hımm bazen bazenden de fazla. hayde işlerim var benim şimdi anacım.
bu arada bu yazının üstünde yer alacak diğer bir yazıyla ilginizi cezbetmek istiyorum sayın seyircilerim. hani siz sırayla okursunuz zaten ama ona yeterince ilgi göstermediyseniz üzülürüm diye belirteyim dedim. benden söylemesi valla, bi ilgilenin derim ben. tavsiye yani sonuçta. diy mi? bakın hele bakın. okumadan geçmeyin.
öperin.
bu arada bu yazının üstünde yer alacak diğer bir yazıyla ilginizi cezbetmek istiyorum sayın seyircilerim. hani siz sırayla okursunuz zaten ama ona yeterince ilgi göstermediyseniz üzülürüm diye belirteyim dedim. benden söylemesi valla, bi ilgilenin derim ben. tavsiye yani sonuçta. diy mi? bakın hele bakın. okumadan geçmeyin.
öperin.
bunlar çağrıştı:
ben biraz malım galiba,
bokunu çıkarmak,
çakıl,
değişmek,
iş güç,
okuyun lan,
özeleştiri,
piç olmak lazım şu hayatta
Salı, Haziran 22, 2010
biz iyiyiz böyle
şu cümleyi kurduğum her ana geri dönsem mesela. durağanlıktan çıkıp durak-an olsa önce, dur-akan! diyebilsem sonra keşke. biz iyiyiz böyle. aslında o anlarda çok iyiydik halbuki. hala da iyiyiz aslında, amma ve lakin insanoğlu meraklı yaratık. durak-anlarında "biz iyiyiz böyle" demek yerine "tamam lan kabul" deseydi ne olurdu merak eder hep. ya da ederim diyeyim, genellemeler yapmadan konuşayım.
oha çok gitmek istedim o anlara şimdi. "tamam lan kabul" deseydim keşke şu an kafamda en belirgin olan biz iyiyiz böyle anına. off neler değişecekti neler. başta, farklı bir evde uyuyor olacaktım geceleri. yine geceleri daha mutlu olacaktım orası kesin. birisi bana sevgiyle sarılır mıydı bilemem ama şehvetli birinin sarılacağı kesindi.
mesela şu an daha farklı giyiniyor olurdum. tanrım parasızlık yüzünden artık tamamen tiki olucam diye çok korkuyorum. neyse onlar da insan. müziik müziiik! şarkılar bambaşka olurdu kesin. heeey ısmarlama yemekler yemezdim o zaman. e notlarım da kesin daha yüksek olurdu. aman ne yapacaksam notu. efenim o hırka benim olurdu kesin, ben o hırka için her şeyi yapardım. aslında hala da yaparım ama şşhtt kimse bilmiyor. arkadaş çevrem aynı kalırdı ama. bir tek o değişmezdi sanırım. ha bir de kullandığım parfüm aynı kalırdı. ee işini bilmek gerek. aah ah o zaman da başka şeyler içimde kalırdı. geri dönüşü de olmazdı o yolun.
neyse. efenim biz böyle iyiyiz bence. kimse oturup bu durak-anlarını düşünmeye kalkmasın. yoksa beeyle oturup saatlerce feysbukta fotoğraflara bakaar bakaar dalarsınız. zaman geriye gitmiyor ama fotoğraflar geriye gidiyor sevgili okurlar. günümüzden geçmişe bir fotoğraf yolculuğu yaparken "ah tam da şundan bir gece önceydi işte! şu an bu fotoğrafta ben olabilirdim" dersiniz. demeyin. ondan hemen sonraki karşınıza çıkacak olan fotoğraf "biz iyiyiz böyle" demeniz için bir fırsattır. denedim çalışıyor.
dünya küçük lan.
durak-anlarınızı iyi değerlendirin.
piç olun piiiç.
oha çok gitmek istedim o anlara şimdi. "tamam lan kabul" deseydim keşke şu an kafamda en belirgin olan biz iyiyiz böyle anına. off neler değişecekti neler. başta, farklı bir evde uyuyor olacaktım geceleri. yine geceleri daha mutlu olacaktım orası kesin. birisi bana sevgiyle sarılır mıydı bilemem ama şehvetli birinin sarılacağı kesindi.
mesela şu an daha farklı giyiniyor olurdum. tanrım parasızlık yüzünden artık tamamen tiki olucam diye çok korkuyorum. neyse onlar da insan. müziik müziiik! şarkılar bambaşka olurdu kesin. heeey ısmarlama yemekler yemezdim o zaman. e notlarım da kesin daha yüksek olurdu. aman ne yapacaksam notu. efenim o hırka benim olurdu kesin, ben o hırka için her şeyi yapardım. aslında hala da yaparım ama şşhtt kimse bilmiyor. arkadaş çevrem aynı kalırdı ama. bir tek o değişmezdi sanırım. ha bir de kullandığım parfüm aynı kalırdı. ee işini bilmek gerek. aah ah o zaman da başka şeyler içimde kalırdı. geri dönüşü de olmazdı o yolun.
neyse. efenim biz böyle iyiyiz bence. kimse oturup bu durak-anlarını düşünmeye kalkmasın. yoksa beeyle oturup saatlerce feysbukta fotoğraflara bakaar bakaar dalarsınız. zaman geriye gitmiyor ama fotoğraflar geriye gidiyor sevgili okurlar. günümüzden geçmişe bir fotoğraf yolculuğu yaparken "ah tam da şundan bir gece önceydi işte! şu an bu fotoğrafta ben olabilirdim" dersiniz. demeyin. ondan hemen sonraki karşınıza çıkacak olan fotoğraf "biz iyiyiz böyle" demeniz için bir fırsattır. denedim çalışıyor.
dünya küçük lan.
durak-anlarınızı iyi değerlendirin.
piç olun piiiç.
bunlar çağrıştı:
ben biraz malım galiba,
durağan*durak-an*dur-akan,
fotomoto,
gece,
koku,
lan?,
piç olmak lazım şu hayatta,
tercih meselesi,
zamanda yolculuk
Cumartesi, Nisan 17, 2010
i am addicted to whatsoever
ben de sevmedim bir şeyler yazmamamı, ama şu sıralar yazmak beni sevmediğim hallere sokuyor. rahatlatmak yerine itiraf etmeye zorluyor. itiraf ettikçe - kaçamadığımdan - yazdıklarıma gömülüyorum. gömüldükçe bir başka ben oluyorum, bana bir haller oluyor.
aslında duygusal duygusal (şu anki ruh halimle derdo derdo diye düzeltmek istiyorum müsadenizle) yazmaya başlamıştım yine yukarıdaki gibi. sonra durdum düşündüm, var bi terslik bende belli, gittim sigara içtim bi tane. hayat böyle olmuyo lan, bi gariplik var dedim. nölüyo? dedim. lan?! dedim sonra, bilen bilir. açtım, bulduğum bütün blogları okudum baştan sona. herkes bi kafalar yaşamış yazarken, bazıları bilincinde, bazıları ööle zırvalamış. bazıları çok baydı, bazılarına çok güldüm. bazısı gelmiş 35 yaşına, hala benim 18 yaşımda girdiğim triplerde. bırakın bi artık ya. valla. hiç gerek yok teyzem ya valla. ben yaşadım oradan biliyorum, bi geniş ol, bi rahatla. onları yaşıyosun yaşıyosun da bi bok olmuyo sonra. ööle yaşadığınla/hissettiğinle/düşündüklerinle/uydurduklarınla kalıveriyosun. kimse de sallamıyo bak ben biliyorum beni dinle şşt teyzeee. sana yazık valla benden demesi.
ben bugün bunu gördüm: piç olmak lazım şu hayatta. hayat senin piçin olmadan sen onun piçi olcaksın. koycaksın götüne her şeyin. hiç de sevmem ha piç insanları. bi tanesi gelsin şu an karşıma, yüzüne bile bakmam. sarkastik oluveririm hemen amaaaa da sevmesek bile öyle olmalı be. eğlenelim azıcık dimi?
eğlence de neyse. neyse ne. eğlenirdim ben eskiden, o zaman kavramlarla sorunlarım vardı. şimdi yok diye mi kendimi bayıyorum aceba günden güne? kendime soru sormayı seviyorum. cevap verecek birisi mutlaka bulunuyor çünkü. ama her şeye açıklama yapma huyumu sevmiyorum (bkz: bir önceki cümle). kimse bana açıklama yapmıyor, ben niye yapıyorum ki?? piç olmak lazım piiiiç.
moreover, bide bunları okuyup da piç olmaya karar verirseniz size piç olma önerilerim olacak. mesla öğrendiğimiz politikıl teorileri hatırlayalım. sonra da kavramlarla ilgili geride kalmış olan sorunlarımızı tekrar günümüze taşıyıp 'piçlik' kavramının içini boşaltalım. şimdi o teorileri bir daha hatırlayalım ve piçlik kavramına uyarlayalım. piçlik boş bir levha olsun. ahahahahah ne sararım ben burdan şimdi. neyse okuyun okuyun, eğleniyoruz işte. şimdiii madem kavramın içini boşalttık, e kendimiz dolduralım bari yazık olmasın, boşuna boşaltmış olmayalım. işte bu noktada piç olmak isteyen herkes kendisine bir 'do/do not' listesi yapacak ve bu levhaya yazacak. şu hayatta yapmak istediklerinizi ve istemediklerinizi yazacağınız bir liste olacak bu. örnek veriyorum:
do: çapkın ol, sarkastik davran, bilmem kimi görünce hemen aşağıla, hep gül vs.
do not: ucuz yemek yeme, bilmem kime bağımlı olma, aman elalemin ortasında ağlama, kimsenin nazını çekme vs.
(bu listeyi ingilizce hazırlayınca daha mantıklı oluyo ve göze daha hoş görünüyo, yapmıştık bi kere ordan biliyorum. ama ben şimdi örnek verdiğimden ve ingilizce düşünmeye üşendiğimden ecnebi dillerde yazmıyorum. yoksa 5 dil biliyorum ben, bilen bilir.)
şimdi kimsenin görmeyeceği bu listeyi oluşturduktan sonra levhamıza şu hayatta yapmak/olmak istediğimiz ve istemediğimiz her şeyi yazıyoruz. artık piçlik kavramımız hazır. eğer derseniz ki yook benim listem piçlik kavramına uymadı, o zaman isterseniz kavramınızın adını değiştirebilirsiniz. ama zaten biz eski kavrama göre bir piçlik yaparak kavramın içini boşaltıp kendimiz doldurduğumuzdan o artık eski piçlik değil. o nedenle böyle bir statementla gelmeniz biraz saçma olur ama olsun gelen olur, gelmeyen olur, istediğinizi yapabilirsiniz, özgür bir levha sundum size. ama değiştirirseniz şunu unutmayın ki sizin artık kavramlarla sorununuz yoktur, zaten hiç olmamıştır.
piçliğin adını değiştiren piçtir lan! hadi bakam, gelsin çelınclar. içimdeki despotu susturamıyorum bazen, affola. ne kadar konradikşın dolu bir hayatım var yarebbim ama hanginizin yok ki?
neyse, bu levhayı böyle doldurduktan sonra beyninize yerleştiriyosunuz. nasıl yerleştireceğiniz size kalmış. her şeyi de ben anlatamam ya (benim piçlik listemdekilerden biri de bu olacak anlaşılacağı üzre. yoksa ben herkese istediği her şeyi anlatan bir insanım, bilen bilir. valla.). isterseniz yerleştirmeden ezberleyebilirsiniz de ama diğer türlüsü daha kalıcı oluyo diye onu öneriyorum. en sonunda yapmanız gereken tek şey individual'ların state of nature'da self-interested olduğunu kabul edip bu levhada yazılı olanlara göre davranmak. hayatınız çok kolaylaşacak lan, bi de eğlenceksiniz üstüne. daha ne istiyosunuz.
levha sistemini uygulayıp da memnun kalmayan bana gelsin, ben bi ayar çekerim ona.
bence ben iyi sardırdım, az eğlenmedim ama ne yalan söyliyim.
piç olmak lazım piiç..
aslında duygusal duygusal (şu anki ruh halimle derdo derdo diye düzeltmek istiyorum müsadenizle) yazmaya başlamıştım yine yukarıdaki gibi. sonra durdum düşündüm, var bi terslik bende belli, gittim sigara içtim bi tane. hayat böyle olmuyo lan, bi gariplik var dedim. nölüyo? dedim. lan?! dedim sonra, bilen bilir. açtım, bulduğum bütün blogları okudum baştan sona. herkes bi kafalar yaşamış yazarken, bazıları bilincinde, bazıları ööle zırvalamış. bazıları çok baydı, bazılarına çok güldüm. bazısı gelmiş 35 yaşına, hala benim 18 yaşımda girdiğim triplerde. bırakın bi artık ya. valla. hiç gerek yok teyzem ya valla. ben yaşadım oradan biliyorum, bi geniş ol, bi rahatla. onları yaşıyosun yaşıyosun da bi bok olmuyo sonra. ööle yaşadığınla/hissettiğinle/düşündüklerinle/uydurduklarınla kalıveriyosun. kimse de sallamıyo bak ben biliyorum beni dinle şşt teyzeee. sana yazık valla benden demesi.
ben bugün bunu gördüm: piç olmak lazım şu hayatta. hayat senin piçin olmadan sen onun piçi olcaksın. koycaksın götüne her şeyin. hiç de sevmem ha piç insanları. bi tanesi gelsin şu an karşıma, yüzüne bile bakmam. sarkastik oluveririm hemen amaaaa da sevmesek bile öyle olmalı be. eğlenelim azıcık dimi?
eğlence de neyse. neyse ne. eğlenirdim ben eskiden, o zaman kavramlarla sorunlarım vardı. şimdi yok diye mi kendimi bayıyorum aceba günden güne? kendime soru sormayı seviyorum. cevap verecek birisi mutlaka bulunuyor çünkü. ama her şeye açıklama yapma huyumu sevmiyorum (bkz: bir önceki cümle). kimse bana açıklama yapmıyor, ben niye yapıyorum ki?? piç olmak lazım piiiiç.
moreover, bide bunları okuyup da piç olmaya karar verirseniz size piç olma önerilerim olacak. mesla öğrendiğimiz politikıl teorileri hatırlayalım. sonra da kavramlarla ilgili geride kalmış olan sorunlarımızı tekrar günümüze taşıyıp 'piçlik' kavramının içini boşaltalım. şimdi o teorileri bir daha hatırlayalım ve piçlik kavramına uyarlayalım. piçlik boş bir levha olsun. ahahahahah ne sararım ben burdan şimdi. neyse okuyun okuyun, eğleniyoruz işte. şimdiii madem kavramın içini boşalttık, e kendimiz dolduralım bari yazık olmasın, boşuna boşaltmış olmayalım. işte bu noktada piç olmak isteyen herkes kendisine bir 'do/do not' listesi yapacak ve bu levhaya yazacak. şu hayatta yapmak istediklerinizi ve istemediklerinizi yazacağınız bir liste olacak bu. örnek veriyorum:
do: çapkın ol, sarkastik davran, bilmem kimi görünce hemen aşağıla, hep gül vs.
do not: ucuz yemek yeme, bilmem kime bağımlı olma, aman elalemin ortasında ağlama, kimsenin nazını çekme vs.
(bu listeyi ingilizce hazırlayınca daha mantıklı oluyo ve göze daha hoş görünüyo, yapmıştık bi kere ordan biliyorum. ama ben şimdi örnek verdiğimden ve ingilizce düşünmeye üşendiğimden ecnebi dillerde yazmıyorum. yoksa 5 dil biliyorum ben, bilen bilir.)
şimdi kimsenin görmeyeceği bu listeyi oluşturduktan sonra levhamıza şu hayatta yapmak/olmak istediğimiz ve istemediğimiz her şeyi yazıyoruz. artık piçlik kavramımız hazır. eğer derseniz ki yook benim listem piçlik kavramına uymadı, o zaman isterseniz kavramınızın adını değiştirebilirsiniz. ama zaten biz eski kavrama göre bir piçlik yaparak kavramın içini boşaltıp kendimiz doldurduğumuzdan o artık eski piçlik değil. o nedenle böyle bir statementla gelmeniz biraz saçma olur ama olsun gelen olur, gelmeyen olur, istediğinizi yapabilirsiniz, özgür bir levha sundum size. ama değiştirirseniz şunu unutmayın ki sizin artık kavramlarla sorununuz yoktur, zaten hiç olmamıştır.
piçliğin adını değiştiren piçtir lan! hadi bakam, gelsin çelınclar. içimdeki despotu susturamıyorum bazen, affola. ne kadar konradikşın dolu bir hayatım var yarebbim ama hanginizin yok ki?
neyse, bu levhayı böyle doldurduktan sonra beyninize yerleştiriyosunuz. nasıl yerleştireceğiniz size kalmış. her şeyi de ben anlatamam ya (benim piçlik listemdekilerden biri de bu olacak anlaşılacağı üzre. yoksa ben herkese istediği her şeyi anlatan bir insanım, bilen bilir. valla.). isterseniz yerleştirmeden ezberleyebilirsiniz de ama diğer türlüsü daha kalıcı oluyo diye onu öneriyorum. en sonunda yapmanız gereken tek şey individual'ların state of nature'da self-interested olduğunu kabul edip bu levhada yazılı olanlara göre davranmak. hayatınız çok kolaylaşacak lan, bi de eğlenceksiniz üstüne. daha ne istiyosunuz.
levha sistemini uygulayıp da memnun kalmayan bana gelsin, ben bi ayar çekerim ona.
bence ben iyi sardırdım, az eğlenmedim ama ne yalan söyliyim.
piç olmak lazım piiç..
bunlar çağrıştı:
ben aslında varım,
ben biraz malım galiba,
değişmek,
duy beni,
hoppaa,
lan?,
melik the desperate :),
oyun,
piç olmak lazım şu hayatta,
tercih meselesi,
wine not cupcake
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)