yazayım. ne yazayım? 4 gündür uğraşıyorum yazmak için. yazmak zorlu bir şey benim için. uzun süredir de zorlu şeyleri atmıştım bir köşeye. günlerce uyursun da uyanmak istemezsin ya öyle bir şey. rüya görmek gibi ya da. rüya da görmüyordum ne zamandır.
ne yazayım ki şimdi? farmville'i anlatayım mı size? yazmaya yeniden başlayacağım diye uykusuzluk başladı yine. uykusuzluğum demiyorum bakın, sahiplenmiyorum artık.
kafamda birsürü şey vardı aslında şuraya yazmak için. ama bir süre yazmayınca gelen tepkiler üzerine düşündüm de şu günlük diye tuttuğumuz bloglarımız bile başkalarına karşı sorumlu olduğumuz alanlar haline gelmiş. elbette ben de başka blogları takip ettiğim zaman normalden uzun süreler boyunca yazı yayınlanmadığında hayalkırıklığına uğruyorum. ve bunları hissederken karşı taraftan istediklerimiz naif ve masum şeyler. yazı yazsın. daha ne isteyeyim ki? ama yazmadıkça onun bana karşı sorumlu hale gelmesi? düşündürücü..
alınmayın tabiki hemen. ben de aynı şeyleri hissediyorum hepinize karşı ama işte bıdı bıdı.. düşündüm işte yine.
şurada yazarken eleştirdiğim, rahatsız olduğum toplumsal ve bireysel ilişkiler bütününü yine yeni yeniden her gün üretiyormuşuz demek ki. neymiş hayat da politika gibi reproductiondan ibaretmiş.
dün yazayım bari artık diye bilgisayar başına geçtiğimde yazmamak için elimden gelen her şeyi yaptım. efendime söyleyeyim yılda bir kere falan yaptığım gazete okuma eylemini gerçekleştirdim mesela. üç saat falan sürdü. biraz yavaş okuyorum sanırım. mesela uykusuz'u da bir-bir buçuk saatte falan okuyorum ben, yalan değil. penguen de alırsam o akşamım hiç oluyor. o yüzden uykusuzun ilk 60 sayısını haftası haftasına biriktirdikten sonra bir anda bıraktım. çok vaktimi alıyordu. sonra farmville oynamaya başladım. bugünlerde de o günde bir 3 saatimi falan alıyor. ama olsun boşluk doldurmak diyoruz biz buna. varsın dolsun.
ya gerçekten de uzun süre yazmayınca ne yazacağıma dair düşüncelerim uçup gitti. ben bi kafamı toparlayayım yazarım bir şeyler.
aylaktım nooldu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aylaktım nooldu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cuma, Aralık 17, 2010
the only exception
bunlar çağrıştı:
aylaklık iyidir,
aylaktım nooldu,
ben aslında varım,
blog blog,
özeleştiri,
yazmak
Perşembe, Ekim 07, 2010
game theory
tonight began with anything dıbıdıbıdıp.
eveet kendi oyunumda kendim yenildim şu an. uzun zamandır meraklar içerisindeydim neden hiç yazma hissiyle dolup taşmıyorum diye. az önce güldenin komedili blogunu okurken fark ettim. daha doğrusu haticenin blogunu fark etmemle başladı bu yarım saatlik süreç. onu bir güzel izlemeye aldıktan sonra komedili blog okuma safhasında buldum kendimi. pek bir eğlendim doğrusu. gülden döktürmüş son zamanlarda, hızına yetişemez olmuşum. eferim gülden, takdirlerimi kazandın az önce. inanmazsınız yazılarda ismim geçtikçe daha bi okuyasım geldi. oturdum okuma yapmam gerekirken ben yine blog okudum. bu da bi çeşit okuma dedim kendi kendime. evet, daha ikinci haftadan başladım pff. sonra hüzünlü bloglara geçiş yapmışım yanlışlıkla. nasıl oldu ben de anlamadım. birden açılıverdi sayfalar. kim tıklamışsa linklere tövbeee. e açılmışken okumamak olmaz tabi. bayadır da takip etmiyormuşum, onu fark ettim. ama tatile çıkarmıştım beynimi, olsun o kadar. tatil bitmiş, kış gelmiş. götüm donuyo burada, beynim tatile çıkmış! yek yaa! gelsin de hep beraber donalım. sonra beraber yanarız nasılsa. dimi? ivit.
eveet diyeceğim o ki garip süreçler içindeyiz vesselam. nasıl çıkarız bilemem. bilirim de bilmem. mutluyduk yaa noldu? nooldu yani? kim açtı o blogları yine? kim okuttu bana yareeebbiim kiiim? yenildim mi şimdi yine? evet, yüzümü buruşturdum. ben bu dönem çok güzel dersler aldım. bi de okulum uzadı sanırım. ne biçim bi okulda okuyorum yarebbim. politikacıya evrim dersi aldırmıyolar. ne güzel dinlicektim, tırtıllar falan, yarasa uzmanları. seks, seks ve seks. bir sonraki konuya başlayamadan bir dönem daha kapandı hayatımda. oha saat kaç buçuk olmuş.
eveet kendi oyunumda kendim yenildim şu an. uzun zamandır meraklar içerisindeydim neden hiç yazma hissiyle dolup taşmıyorum diye. az önce güldenin komedili blogunu okurken fark ettim. daha doğrusu haticenin blogunu fark etmemle başladı bu yarım saatlik süreç. onu bir güzel izlemeye aldıktan sonra komedili blog okuma safhasında buldum kendimi. pek bir eğlendim doğrusu. gülden döktürmüş son zamanlarda, hızına yetişemez olmuşum. eferim gülden, takdirlerimi kazandın az önce. inanmazsınız yazılarda ismim geçtikçe daha bi okuyasım geldi. oturdum okuma yapmam gerekirken ben yine blog okudum. bu da bi çeşit okuma dedim kendi kendime. evet, daha ikinci haftadan başladım pff. sonra hüzünlü bloglara geçiş yapmışım yanlışlıkla. nasıl oldu ben de anlamadım. birden açılıverdi sayfalar. kim tıklamışsa linklere tövbeee. e açılmışken okumamak olmaz tabi. bayadır da takip etmiyormuşum, onu fark ettim. ama tatile çıkarmıştım beynimi, olsun o kadar. tatil bitmiş, kış gelmiş. götüm donuyo burada, beynim tatile çıkmış! yek yaa! gelsin de hep beraber donalım. sonra beraber yanarız nasılsa. dimi? ivit.
eveet diyeceğim o ki garip süreçler içindeyiz vesselam. nasıl çıkarız bilemem. bilirim de bilmem. mutluyduk yaa noldu? nooldu yani? kim açtı o blogları yine? kim okuttu bana yareeebbiim kiiim? yenildim mi şimdi yine? evet, yüzümü buruşturdum. ben bu dönem çok güzel dersler aldım. bi de okulum uzadı sanırım. ne biçim bi okulda okuyorum yarebbim. politikacıya evrim dersi aldırmıyolar. ne güzel dinlicektim, tırtıllar falan, yarasa uzmanları. seks, seks ve seks. bir sonraki konuya başlayamadan bir dönem daha kapandı hayatımda. oha saat kaç buçuk olmuş.
bunlar çağrıştı:
aylaktım nooldu,
ben aslında yoğum,
değişmemek,
gülden the desperate :),
his-siz-lik,
lan?,
mutluluk,
öpücük balığı,
özeleştiri,
piç olmak lazım şu hayatta,
şarkı,
uyku yazıları
Çarşamba, Eylül 01, 2010
ulan bi şarkı bile dinlemedim ki ne zamandır başlık yazayım
mantıklı olmak ne kolay şey. uzlaşma fiyatı gibi. hayatının son bilmem kaç gününü toplayıp ağırlıklı ortalamasını alınca çıkıyor sana uzlaşacağın bedel. uzlaşmak istersen tabi. ama mantık bu ya, mantıklı olmak kolay. uzlaşırsın gider. gün sonunu yine zararsız kapatırsın, belki biraz karlı bile çıkarsın. mantıklı olmak kolay. son bilmem kaç gününün ağırlıklı ortalaması. o da yaklaşık olarak gün içindeki aynı değerleri veriyor. mantıklı olmak kolay. mantıktan sonra gelen şey güzel. evet güzel. ilaçlardan mı böyle oldum acaba? uzlaşma fiyatı hep aynı değeri veriyor ama..
bunlar çağrıştı:
aylaktım nooldu,
his-siz-lik,
iş güç,
kelimeler,
meşguliyet,
yolculuk. ankara,
zamansızlık
Pazartesi, Temmuz 12, 2010
so tell me why you listen when nobody is talking
insan bir meşgale sahibi olunca hiçbir şey hissetmiyormuş. ben bugün bunu gördüm. hiçbir şey hissedemeden ne yazıcam lan şimdi ben bu bloga? elime iş tutuştururken hiç düşündünüz mü 'bu kızın bir blogu var, aman tarnım ne yazıcak şimdi bu buraya' diye? düşünmediniz tabi sizi gidi siziii. harbiden ne yazıcam lan? mutsuz da değilim ki artık anasını satayım. en azından mutsuzken şurada geveleyip gidiyordum, ben bunu hissediyorum kardeşim diyordum. hoş dün gece uyuyamayınca kalktım yine buldum sigaramı, yazdım bir şeyler de onları geçirmekle uğraşmayayım şimdi. zaten çok meşgulüm alla alla. daha gidip ders çalışıcam. sonra odamın şeklini falan değiştiricem. aman ne meşgulmüşüm aman aman amaaan.
hee bi blog buldum negzel, açınca müzik çalıyo. artık bilgisayardan otur playlist yap falan amaan ne uğraşıcam. hoş orada da 10-15 şarkı varmış. öfff. anaa ne kolay mutsuz oluyo lan insan. ben bunu yapayım arada. ama telefonum çalarsa hemen mutlu kız olayım yine de herkes mutlu olsun. ehi. herkes mutlu yahu bu ara negzel. benim dünyam da aydınlandı. tişkür ettim sana :)
öyy soda soğuk içilmeliymiş, şu an bunu gördüm. halbuki mutsuzluk öyle mi? her koşula mükemmel uyum sağlar. mutluyken yapılacaklar bellidir, sınırlısındır. mutsuzken her şeyi yapabilirsin halbuki. kimse sana napıyosun sen demez, diyemez. onun yerine küser, kırılır, alınır, susar, sinirlenir, mutsuz olur, hatta bazısı vardır mutlu olur, çeker gider, yanına gelir, seni görmek istemez, bi kere de mutlu ol be kadın der. yapamayacağın şey yoktur mutsuzken. susarsın ya da konuşursun sonsuza kadar. ohh be dersin dünya varmış. mutluluk bunları alır götürür, oturur durursun yerinde o salak gülümsemenle.
neyse bi süre salak salak gülümseyeyim etrafa. o da çok zevkli lan. insanlar arayıp saatlerce yemek dükkanları sayıyolar şundan mı yesem diye. ahaha çok eğlendim. tamam tamam mutluluk hoş arkadaş.
hee bi blog buldum negzel, açınca müzik çalıyo. artık bilgisayardan otur playlist yap falan amaan ne uğraşıcam. hoş orada da 10-15 şarkı varmış. öfff. anaa ne kolay mutsuz oluyo lan insan. ben bunu yapayım arada. ama telefonum çalarsa hemen mutlu kız olayım yine de herkes mutlu olsun. ehi. herkes mutlu yahu bu ara negzel. benim dünyam da aydınlandı. tişkür ettim sana :)
öyy soda soğuk içilmeliymiş, şu an bunu gördüm. halbuki mutsuzluk öyle mi? her koşula mükemmel uyum sağlar. mutluyken yapılacaklar bellidir, sınırlısındır. mutsuzken her şeyi yapabilirsin halbuki. kimse sana napıyosun sen demez, diyemez. onun yerine küser, kırılır, alınır, susar, sinirlenir, mutsuz olur, hatta bazısı vardır mutlu olur, çeker gider, yanına gelir, seni görmek istemez, bi kere de mutlu ol be kadın der. yapamayacağın şey yoktur mutsuzken. susarsın ya da konuşursun sonsuza kadar. ohh be dersin dünya varmış. mutluluk bunları alır götürür, oturur durursun yerinde o salak gülümsemenle.
neyse bi süre salak salak gülümseyeyim etrafa. o da çok zevkli lan. insanlar arayıp saatlerce yemek dükkanları sayıyolar şundan mı yesem diye. ahaha çok eğlendim. tamam tamam mutluluk hoş arkadaş.
bunlar çağrıştı:
aylaktım nooldu,
değişmek,
gülmece,
hoppaa,
mutluluk,
mutsuzluk,
sigara,
telefon muhabbeti,
yazmak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)