bazen - hayır uyuyamazsın. düşüncelerin, hesaplaşmaların ele geçirir seni, rahat bırakmazlar. hepsi senin suçundur, bilirsin. onlar da bilirler. suçlarlar seni bu olduğun için, zor gelir onlara dayanmak. sense kızarsın kendine belki ama suçlamayan tek canlı sensindir kendi tabiatında. düşünceler düşünceleri çağırır, korkmazsın kendinden. hep yaparsın; yine yaparsın. tekrarlar durursun zihninde her-bir-kelimeyi. seni birken bin yapan, binken bir yapan her-bir-kelime! durduramazsın kendini artık. düşüncelerin akar hesaplaşmaların çığ gibi büyürken kalbin öyle bir hızlanmıştır ki nefesin kesilir bir anda. söylemişsindir seni uyutmayan her-bir-cümleyi. olay bu ya anlamışlardır kalp ritminin nedenini. söylenecek her cümleye zihnin kapanmıştır artık, duymaz olursun hiç-kimseyi. sen hesaplaşmışsındır artık, bırakırsın onları kendi yüzleşmelerine. kalbin git gide ağırlaşır ama rahatlayamamışsındır bir türlü. bir bakarsın ki kendine öfke dolmuşsun yine. kendi kendine hesaplaşmak yetmemiştir sana, daha fazlasını istersin. kalbin hızlanır yine dum dum - dum dum. gören gözler istersin, duyan kulaklar ve hisseden eller. dum dum - dum dum. onlar da hissetsin. bir sigaralık periyotlarla sana ne olduğu sorulmasın istersin artık. iyi değilsen bile sorulmadığında iyi olacağın bilinsin istersin. her yeni soru yeni bir kızgınlık demektir çünkü. korkarsın çünkü, kendinden. cevap vermezsin. kalbin daha hızlı atmaya başlar dum dum dum - dum dum dum. konuşacağız, dersin kendi kendine, bunu da konuşacağız bir gün. o gün gelir mi bilmezsin. olsun, gece sana kanat gerer, alır karanlığının içine hapseder. her yeni gece yeni bir hesaplaşma demektir çünkü. onlar arkalarını dönünce başlar yine düşünceler akın etmeye. ritm hızlanır dum dum dum dum dum. konuşma artık dur, dersin, duymaz kimse seni içeride. kalp atışlarını her bir uzvunda hissedersin
- ama konuşamazsın.
gece etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gece etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pazartesi, Temmuz 26, 2010
the things that we cannot talk
bunlar çağrıştı:
ben aslında yoğum,
gece,
hesaplaşmalar,
kelimeler,
konuşamadıklarımız,
konuşmak,
korku,
monolog,
uyku,
uyku yazıları,
yazmak
Salı, Haziran 22, 2010
biz iyiyiz böyle
şu cümleyi kurduğum her ana geri dönsem mesela. durağanlıktan çıkıp durak-an olsa önce, dur-akan! diyebilsem sonra keşke. biz iyiyiz böyle. aslında o anlarda çok iyiydik halbuki. hala da iyiyiz aslında, amma ve lakin insanoğlu meraklı yaratık. durak-anlarında "biz iyiyiz böyle" demek yerine "tamam lan kabul" deseydi ne olurdu merak eder hep. ya da ederim diyeyim, genellemeler yapmadan konuşayım.
oha çok gitmek istedim o anlara şimdi. "tamam lan kabul" deseydim keşke şu an kafamda en belirgin olan biz iyiyiz böyle anına. off neler değişecekti neler. başta, farklı bir evde uyuyor olacaktım geceleri. yine geceleri daha mutlu olacaktım orası kesin. birisi bana sevgiyle sarılır mıydı bilemem ama şehvetli birinin sarılacağı kesindi.
mesela şu an daha farklı giyiniyor olurdum. tanrım parasızlık yüzünden artık tamamen tiki olucam diye çok korkuyorum. neyse onlar da insan. müziik müziiik! şarkılar bambaşka olurdu kesin. heeey ısmarlama yemekler yemezdim o zaman. e notlarım da kesin daha yüksek olurdu. aman ne yapacaksam notu. efenim o hırka benim olurdu kesin, ben o hırka için her şeyi yapardım. aslında hala da yaparım ama şşhtt kimse bilmiyor. arkadaş çevrem aynı kalırdı ama. bir tek o değişmezdi sanırım. ha bir de kullandığım parfüm aynı kalırdı. ee işini bilmek gerek. aah ah o zaman da başka şeyler içimde kalırdı. geri dönüşü de olmazdı o yolun.
neyse. efenim biz böyle iyiyiz bence. kimse oturup bu durak-anlarını düşünmeye kalkmasın. yoksa beeyle oturup saatlerce feysbukta fotoğraflara bakaar bakaar dalarsınız. zaman geriye gitmiyor ama fotoğraflar geriye gidiyor sevgili okurlar. günümüzden geçmişe bir fotoğraf yolculuğu yaparken "ah tam da şundan bir gece önceydi işte! şu an bu fotoğrafta ben olabilirdim" dersiniz. demeyin. ondan hemen sonraki karşınıza çıkacak olan fotoğraf "biz iyiyiz böyle" demeniz için bir fırsattır. denedim çalışıyor.
dünya küçük lan.
durak-anlarınızı iyi değerlendirin.
piç olun piiiç.
oha çok gitmek istedim o anlara şimdi. "tamam lan kabul" deseydim keşke şu an kafamda en belirgin olan biz iyiyiz böyle anına. off neler değişecekti neler. başta, farklı bir evde uyuyor olacaktım geceleri. yine geceleri daha mutlu olacaktım orası kesin. birisi bana sevgiyle sarılır mıydı bilemem ama şehvetli birinin sarılacağı kesindi.
mesela şu an daha farklı giyiniyor olurdum. tanrım parasızlık yüzünden artık tamamen tiki olucam diye çok korkuyorum. neyse onlar da insan. müziik müziiik! şarkılar bambaşka olurdu kesin. heeey ısmarlama yemekler yemezdim o zaman. e notlarım da kesin daha yüksek olurdu. aman ne yapacaksam notu. efenim o hırka benim olurdu kesin, ben o hırka için her şeyi yapardım. aslında hala da yaparım ama şşhtt kimse bilmiyor. arkadaş çevrem aynı kalırdı ama. bir tek o değişmezdi sanırım. ha bir de kullandığım parfüm aynı kalırdı. ee işini bilmek gerek. aah ah o zaman da başka şeyler içimde kalırdı. geri dönüşü de olmazdı o yolun.
neyse. efenim biz böyle iyiyiz bence. kimse oturup bu durak-anlarını düşünmeye kalkmasın. yoksa beeyle oturup saatlerce feysbukta fotoğraflara bakaar bakaar dalarsınız. zaman geriye gitmiyor ama fotoğraflar geriye gidiyor sevgili okurlar. günümüzden geçmişe bir fotoğraf yolculuğu yaparken "ah tam da şundan bir gece önceydi işte! şu an bu fotoğrafta ben olabilirdim" dersiniz. demeyin. ondan hemen sonraki karşınıza çıkacak olan fotoğraf "biz iyiyiz böyle" demeniz için bir fırsattır. denedim çalışıyor.
dünya küçük lan.
durak-anlarınızı iyi değerlendirin.
piç olun piiiç.
bunlar çağrıştı:
ben biraz malım galiba,
durağan*durak-an*dur-akan,
fotomoto,
gece,
koku,
lan?,
piç olmak lazım şu hayatta,
tercih meselesi,
zamanda yolculuk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)