Pazartesi, Temmuz 05, 2010

swimming in a fish bowl

bu aralar ne kadar hissizim be blog. ne güzel takılıyodum kendi çapımda. sonra bugün ''lan söylendiği kadar çok mu dalga geçiyorum acaba insanlarla'' diye düşünmeye başladım. daha doğrusu az önce başladım, günün önceki saatlerinde bunları düşünmemi gerektiren sebepler henüz patlak vermemişti. sebebin mevcut hali uyuyo şu an içeride. lan nerdeyim ben? ben de içerideymişim sayın okurlar, bilememişim ben onu. her yer çok karanlık, bir ben varım bende benden içeri bir de bilgisayar ekranının ışığı. evet durum böyle, ben insanlarla çok dalga geçiyorum-muş. ama ayıp yahu, kalbinizi kırmak maksadıylan yapmıyorum ki ben onu. benim tarzım bu bebeğim. ayy bazen bokunu çıkarıyorum haklısınız. ama bu sizin mikemmel olduğunuz anlamına gelmesin lütfen. reca ederim. teesüf ederim sonra da. tamam tamam yapmicam bi daha söz. yani bazen arada işte. hımm bazen bazenden de fazla. hayde işlerim var benim şimdi anacım.

bu arada bu yazının üstünde yer alacak diğer bir yazıyla ilginizi cezbetmek istiyorum sayın seyircilerim. hani siz sırayla okursunuz zaten ama ona yeterince ilgi göstermediyseniz üzülürüm diye belirteyim dedim. benden söylemesi valla, bi ilgilenin derim ben. tavsiye yani sonuçta. diy mi? bakın hele bakın. okumadan geçmeyin.
öperin.

Hiç yorum yok: