sanırım karşıma çıkabilecek en güzel fırsatlardan birini kaçırdım. öyle her an çıkmıyor insanın karşısına bu fırsatlar haa, kırk yılda bir. gördünüz mü tanıyorsunuz ahan da fırsatımız bu, diyerek. fırsat bu ya, heyecanlandırıyor sizi. yakalamak istiyorsunuz her an. kaçıyor da kaçıyor. şimdi size neler olduğunu üstü kapalı bir şekilde anlatacaktım ki bu noktada "e ben yakalamak için bir şey yapmadım ki. lan!?" içsesiyle boğuşmaktayım. hakkat lan, ben hiçbir şey yapmadım fırsatımı kaçırmamak için. tam 26 buçuk saat önce (doğru mu hesapladım acaba?) konuşurken böyle demiyordum ama. bu nüansı fark edememişim demek ki. nüans da ne nüans anasını satayım. parmağımı bile kıpırdatmamışım ki şurada oturup şikayet edeyim. üff kızdım şimdi kendime. tamam anlatmıyorum.
neyse efendim, benim bu yazıda asıl değinmek istediğim konu şu olacaktı ki biraz biraz yanlış yerlerden başladım. uyumayınca beynim böyle çalışıyor, mazur görünüz. tabi siz bunları okurken uyuyup uyanmış olacaksınız her zamanki gibi. uykunuzu da almışsınızdır siz şimdi, ooh mis. ya biz? biz yazı yazarken hep uykusuzuz lan, uyumuyoruz yazı yazıyoruz. yok bayağı attım şimdi, bir aydır bir şey yazmıyorum şu bloğa. adeta uğramaz oldum. ama diğerleri yazıyor bakın, beni bulamazsanız onlara gidin, hadi bakayım. tabi hala konuyu söylememiş olmam da dikkatinizden kaçmamıştır, bilirim ben sizi, sizi gidi siziii.
yazmayınca düşünmüyorum mu sandınız? düşünüyorum elbet, ben de bir insan evladıyım şükürler olsun. başım ağrıyor mesela, şu an onu düşünmekteyim. bir de dizlerim ağrıyor çok oturmaktan. çok oturdum bugün. bu iki cümleden biri gereksiz oldu bence. hangi cümle olduğuna siz karar verin. sonra bana gelin.
aslında başlığa başka bir şarkı yerleştirmiştim, ama şimdi değiştirdim kendisini. bu yazımızın adı bu şarkı olsun. diyeceğim o şey bu şey değildir ki bir dakika sonra alarm çalacak. çaldı. birazdan yine yalnız kalacağım. çalma. çalıyor. durdu. biri susturdu. uyandı herhalde. insanlar uyanınca hep gidiyor, keşke kalsalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder