Çarşamba, Ocak 13, 2010

bakar mı ki?

insan bir duble rakıyla bu kafaya mı gelir her zaman?
hiç sanmam.
başka bir ruh hali bu, her zaman yakalanmayan.

"o kadar sevdim ki resmini..
biliyorum görünce beni, hep tanıyordum diyeceksin
rüyalarımda hep sen vardın, hep tanıyordum diyeceksin.."


ha bir de:
"geceleri resmine baktım, olanları anlattım.."


işte bugün konuştu mu benimle acaba?
bence her zaman konuşuyordu da duymayı hep erteledik.
her birimiz erteledik.
suçlamalı mıyız acaba birbirimizi?
ama bu zaman gerekliydi, diyecek birimiz hep.
bu zaman gerekli miydi peki?
özlemek için gerekliydi sanırım.
unutulanları hatırlamak, "bak ne anlatıcam", "bi de ne vardı biliyo musun", "benimse şöyle bi teorim var", "ben de aynı şeyi düşünüyorum ne zamandır", "şunu da dinle öyle çalışalım" demek için gerekliydi belki de..
..
yazmaya başlayınca zihnin berraklaşıyor birden.
az önceki o çok sevdiğin ruh hali kayboluyor birden.
ayakların üşümeye başlıyor bir anda, yeni yeni hissediyorsun..
halbuki daha az önce o seni üşütmeyen balkonda ilk sigaranı yakmıştın.
buraya ait değilim diye düşünmüştün.
daha bir kaç saat önce 'tayfa' kelimesini kullanmıştın.
sana ait olmayan bavullar vardı sana ait olmayan o balkonda,
gideceğinin habercisi gibi dikiliyorlardı yanı başında.
bir bira gidip almalı mı acaba bu saatte?
..
gidip almalı bence, riske atmamalı kendini..

Hiç yorum yok: